Günümüzde çoğu uygulama, uygulama içerisindeki yönlendirmeleri takip ederek hedeflerinize ulaştığınızda sizi ödüllendirir ve uygulamaya devam etmenizi sağlar. Örneğin yabancı dil uygulaması olan Duolingo'da arka arkaya birkaç gün yabancı dil pratiği yaptığınızda ve dil becerilerinizi geliştirdiğinizde taç kazanır ve bunu sürdürmeye teşvik edilirsiniz. Kazandığınız bu taçlar da size tekrar yapmanız için ekstra bir neden verir. Şirketler, eğitmenler, koçlar veya uygulamalar bir şeyi daha çok oyun gibi hissettirip, keyifli öğrenmeyi sağlayabilmek için sembolik ödüller, rekabet, sosyal bağlantılar ve hatta sadece eğlenceli sesler ve renklerin gücüne, bu gücü geliştirip bunu deneyime dönüştürebilmek için de ''oyunlaştırma''ya güveniyorlar.
Uzun zamandan bu yana oyunlaştırma hem iş hem de eğitim dünyasının merkezinde yer alıyor. Örneğin Cisco, Microsoft ve SAP gibi teknoloji şirketleri, sosyal medya becerilerini öğrenmekten dil çevirilerini doğrulamaya ve satış performansını artırmaya kadar her şeyi oyunlaştırma ile sağlıyor. Yeni beceriler öğrenmek için kullandığımız oyunlaştırılmış uygulamalar ve yazılımların ötesinde, Amazon ve Uber gibi şirketler artık çalışan üretkenliğini artırmak için oyunlaştırmadan faydalanıyor. Bugün bilim sayesinde oyunlaştırmanın gerçekten ne zaman işe yaradığı ve sınırlarının ne olduğu hakkında çok daha fazla şey biliyoruz. Ancak kendi yaşamlarımızda ve iş yerinde aradığımız sonuçları elde etmek için oyunlaştırmanın ne zaman işe yarayacağını bilmek kadar ne zaman işe yaramayacağını anlamak da oldukça önemli.
Oyunlaştırma Tuzakları
Oyunlaştırma hatalı kurgulamalar ile uygulanırsa faydadan çok zarar sağlayabilir ya da hiçbir fayda/zarar sağlamadan boş bir eyleme dönüşebilir. Eğer bir oyun hatalı ve işe, hedeflere uygun, anlaşılır ve net kurgulanmadıysa kimseye bir faydası dokunmaz. Oyunlaştırmada en önemli şeylerden biri oyunu oynayanların bu konuda ne hissettiği, kurguyu anlayıp anlamadığı ve sürecin onlar üzerinde hangi duyguları yarattığıdır.
Oyunlaştırma en iyi ihtimalle, hedefe ulaşma sürecini daha heyecanlı hale getirerek, insanların ulaşmak istedikleri hedeflere ulaşmalarına yardımcı olduğunda işe yarar. İnsanlar bir oyunu tamamen anlayıp onu istekli olarak uygulamaya döktüklerinde sonuçlar etkileyici olabilir, katılımcıların üretkenliğini kalıcı olarak iyileştirir, çalışanların moralini yükseltir ve sürdürülebilirlik sağlar. Ancak eğer katılımcılar oyunu anlamaz, hedef ve ödüllerle motive olmaz, süreci anlamsız ve işe yaramaz olarak algılarlarsa oyunlaştırma başarısız olabilir. Bir oyun zorunluysa ve insanları özellikle umursamadıkları bir şeyi yapmaya teşvik etmek için tasarlandıysa veya manipülatif geliyorsa geri tepebilir. Oyunlaştırma programlarının isteğe bağlı olması, doğal rekabeti desteklemesi çalışanların da onu zevkle kullanmasını sağlar. Kısaca özetlemek gerekirse oyunlaştırma; özünde ulaşmaya hevesli olunan hedefleri desteklediği sürece başarıya ulaşır, teşvik edicidir. Tersi durumlarda anlamsızlaşarak, kişilerin oyundan kopmasına yol açabilir.